Van Gölü'nde Kayı tamgalı ve haç işaretli taşlar bulundu
800 bin yıllık geçmişe sahip Türkiye'nin en büyük gölü olan Van Gölü'nün dibindeki kalıntılar, yapılan dalışlarla dünyaya tanıtılırken, bu kalıntılara yenileri eklendi.
Doğu Deniz Derneği ve HAK Arama Kurtarma Derneği tarafından Bitlis’in Tatvan ve Ahlat ilçeleri arasında Van Gölü'nde yapılan dalışta, Kayı tamgalı ve haç işaretli taşlar ile yaşam merkezi olduğu tespit edilen alanlar bulundu.
800 bin yıllık geçmişe sahip Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü’nün dibindeki kalıntılar, yapılan dalışlarla dünyaya tanıtılırken, bu kalıntılara yenileri eklendi.
Amatör ve profesyonel dalgıçlar tarafından yapılan dalışlarda Van Gölü’nün derinliklerinde sularında çekilmesi ile birlikte hem mezarlık hem de köy yaşam izlerinin olduğu alanlar bulundu.
Bitlis’in Adilcevaz ilçesindeki Doğu Deniz Derneği ile Van’da bulunan HAK Arama Kurtarma Derneği üyeleri tarafından yapılan dalışta, Van Gölü’nün derinliklerinde bulunan yeni gizemler çözülmeyi bekliyor.
Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü, volkanik Nemrut Dağı'nın patlaması sonucu oluşan ve sodalı suyuyla dikkat çeken 3 bin 713 kilometrekarelik alanıyla tıpkı bir deniz gibi uzanan uçsuz bucaksız sularının altında pek çok sır saklıyor.
Doğu Deniz Derneği Başkanı Cumali Birol, gazetecilere yaptığı açıklamada, yaptıkları dalışla çözülmeyi bekleyen yeni gizemleri keşfettiklerini söyledi.
Tatvan ve Ahlat ilçeleri arasında dalış yaparak buldukları mezar ve köy yaşam izlerinin olduğu alanla ilgili bir telefon aldıklarını belirten Birol, “Bugün aldığımız bir telefonla hemen Van’daki ekibimizi aradık. HAK Arama Kurtarma Derneği üyeleri ve Doğu Deniz Derneği üyeleri ile birlikte uzman dalgıçlarımızla Ahlat ve Tatvan arasında bulunan bir mevkide çok büyük bir alan keşfettik. Mezarlıklar var. Burada Kayı tamgalı ve haç işaretlerinin bulunduğu taşlara denk geldik. Çok enteresandır mezarlıklar içinde Kayı tamgalı büyük bir taşa denk geldik. Çok araştırma yaptık Kayı ile ilgili bir tane taş görebildik. Dolayısıyla haçların arasında ilk defa böyle bir taş gördük” dedi.
Van Gölü'nde buldukları yerleşim yerindeki alanda dibekler, kurnalar ve sokağa benzer yerler gördüklerini sözlerine ekleyen Birol, konuşmasına şöyle devam etti:
“Alanda çok büyük bir yerleşim merkezi bulunmakta. Bu yerleşim merkezini içinde dibekler kurnalar var. Yerleşik bir alan sokaklar var. Bu sokaklarda örülü taşlarla bezenmiş. Dalış severlerle çok güzel bir alan oluşturduk ve yeni bir keşif elde ettik. Şnorkel dalışı için çok muazzam bir alan söz konusu. Van Gölü havzasında yıllardır sular çekilmekte. Dolayısıyla bu çekilmeden dolayı mezar taşlarını gün yüzüne çıktığını gördük. Burada da yaşam izlerini Van Gölü havzasının her bölgesinde görmekteyiz. Nuh Tufanı ile ilgili burada çalıştaylar yaptık. Derneğimizin yaptığı çalıştaya İngiltere’den iki jeolog hoca getirdik. Dolayısıyla Van Gölü havzasında Nuh tufanının olduğunu birazda kanıtlamış olduk. Dolayısıyla 23 metre derinlikte rastladığımız bu bulgurlar bizlere bunu kanıtlıyor. Van Gölü gelgitler yaşamış ama bakir ve temiz bir göl. Doğasıyla doğa harikasıyla göl ve sağlık turizmiyle çok farkla bir alana geçiyoruz. Bu dalış okulu da bunun gösteriyor. Halkımıza güzel bir dalış okulu kurduk. Adilcevaz’a. Bugün mısırda olmayan bir yapı var burada. Kanolarımızla öğrencilerimiz eğitim alıyor. Dolayısıyla bizler dalışseverleri buraya bekliyoruz. Van Gölü havzasına ve Adilcevaz’a. Bulduğumuz alanlarda turizm noktasında farklı bir rota elde etmiş oluyor. Bugün mısır dalışın hacı sayılır. Ama mısırdan daha güzel mikrobiyalitler belki canlı popülâsyonunun tek olması, inci kefalinin tek olması ama bunun yanında Rus batığı, Adilcevaz kalesi, mikrobiyalitler esen kıyıdaki bulduğumuz köy ve bugün bulduğumuz köy yaşam izleri çok farklı bir rotaya bizleri sevk etmekte. Biz de dalış severleri Adilcevaz’a Van Gölü havzasına bekliyoruz."
Keşfettiklerimizi önce basınla daha sonra ise bazı üniversitelerdeki hocalarla paylaşacaklarını sözlerine ekleyen Doğu Deniz Derneği Başkanı Cumali Birol, “Elde ettiğimiz görüntüleri ilk önce basınla paylaşıyoruz. Sonra bu görüntüleri üniversitelerdeki hocalarımıza göndereceğiz. Bu görüntüler kayı taşı ile bir haçlı mezar taşının yan yana olduğunu ilk defa burada görülüyor. Bunu da araştırıp inceleyecekler kısmetse bunu da değerli hocalarımıza buradan pas atıyoruz. Gelip bizi bulsunlar orada bir dalış gerçekleştirelim. Orada keşfettiklerimiz hangi medeniyetlere sahip olduğu, hangi medeniyetlerin burada yaşadığını bu noktada değerli halkımıza yanmış olacağız. Yeni bir keşif Bitlis’e hayırlı olsun” dedi.(İHA)